28.04.2012

Dünya Hali - 30 Nisan 2012 Pazartesi


Göçmenlerin kamu kurumlarında istihdamı 
Uyum ve çok kültürlülük

Zülfiye Kaykın
Zülfiye Kaykın
Kuzey Ren Vestfalya Uyum, Çalışma ve Sosyal Bakanlığı Uyumdan Sorumlu Müsteşar


Yayından:
"Kuzey Ren Vestfalya, Yaklaşık 18 milyon nüfusu olan 800bin Türkiye kökenli insanın bulunduğu bir eyalet.
"Özellikle Türk gençlerinin kamuda daha fazla yer almasını arzuluyoruz.
"Polis birimlerinden açık bir teşvik var ve bunun diğer alanlara da yayılmasını istiyoruz.
"Almanya'da bütün alanlarda normalleşmeye gidilmesi, göçmen kökenli insanların hissedilir bir oranda istihdam edilmesi kabulü gösterecektir.
"Biz bunun çerçevesini çizmeye, göçmen kökenli gençlerin önünü açmaya çalışıyoruz.
"Kuzey Ren Vestfalya'daki yabancıların oranı %22. kamuda bunun karşılığı yok.
"2025 yılına kadar sadece  Kuzey Ren Vestfalya'da 600 bin iş açığı olacak. Bunu görmekle beraber henüz önyargıların önüne geçebilmiş değiliz.
"İsminden veya cinsiyetinden dolayı işe alınmayan insanlar var.
"Bu sorunları aşmamız gerekiyor.
"Artık Türkiye'den misafir işçiler gelmiyor. III. ve IV. kuşak artık gelmiş durumda. Burada bu insanlar ayrımcılığı hissettiği sürece normalleşme mümkün değildir.
"Özellikle burada doğmuş, yetişmiş, okula gitmiş gençlerimizin kendisini buralı olarak ifade etmesi gerekiyor.
"Ben Dortmund'da, Duisburg'da doğdum, buralıyım demesi gerek."



Daha fazlası için:
Zülfiye Kaykın'ı dinle
 

Göçmenlerin kamu kurumlarında istihdamının anlamı


 Neden şimdiye kadar kamu kurumlarında yeteri kadar göçmen istihdam edilemedi?
Türklerin Almanya’da kamu kurumlarında görevlendirilmesinin ne gibi yararları var?

 İş başvurularında “ isim ve soyadı” yazılmadan anonim  müracaat uygulaması konusunda gelişmeler neler?
Neden böyle bir uygulamaya ihtiyaç duyuldu?
Bunun ne gibi yararları var?

Mete Atay
Almanya türk Öğretmenler Federasyonu Onursal Başkanı
Mete Atay
Daha fazlası için:
Mete Atay'ı dinle











Türklerin hakları ve Avrupa Birliği Adalet Divanı kararları

Hamdi Pınar

Türklerin anlaşmalardan doğan hakları ve uygulamalar
Serbest dolaşım, vize konusunda yaşanan sıkıntılar

Yrd. Doç. Dr. Hamdi Pınar
Bilkent Üniversitesi
Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi

"Türklerin tahmin ettiğimizden çok daha fazla hakkı var.
"1987 yılında bir Devlet kararıyla hukuksal bir temel atıldı.
"Özellikle 90'lı yıllardan itibaren çok sayıda karar var. Bunlardan ilki Sevince davasıydı.
"Günümüzde 80 sayılı ortaklık konseyi kararıyla, çalışmanızdan dolayı oturma izni verilmek zorunda.
"Türk vatandaşları işçinin serbest dolaşımı hakkından bu şekilde yararlanmış oluyor.


1989 AB Adalet Divanı kararı:
"Doğrudan etkili hüküm. Türkler her türlü hastalık ve aile yardımları konusunda sosyal haklara sahip oldu.


1984 Eroğlu kararı:
Türk vatandaşı bir kişi AB üyesi ülkede 3 yıldır çalışıyorsa, aile bireyi daha sonra bu üye ülkeye gider, eğitim alır ve iş bulursa doğrudan oturma izni alabiliyor. Yaş sınırı 25.
Bu yaştan önce gitmek önemli.

Ayrımcılık yasağı:
"Her türlü ayrımcılık yasak. Kahveci kararı (Nihat Kahveci) çok ilginçtir.
"Nihat Kahveci İspanya'ya gittiğinde yabancı değil AB vatandaşısayılmam gerekir dedi ve "Adalet Divanı kendisini haklı bulduu. Şu anda bütün Türk sporcuları AB üyesi ülkelerde artık yabancı statüsünde değil.
"75 milyon Türk vatandaşı  hukuken, ama siyaseten değil, pasaportla 12 ülkeye elini kolunu sallayarak hizmetin serbest dolaşımından yararlanabilir.
"İngiltere'de vizesiz olarak gidip yerleşebilir ve mesleğinizi icra edebilirsiniz."


Daha fazlası için:

Hamdi Pınar'ı dinle


Bu karar AB ülkelerini zorlayacak

AB İçişleri Bakanları, Türkiye'yle Vize Diyaloğunda Anlaşamadı

hamdipinar.blogspot.com

Hamdi Pınar'ın facebook.com'daki duvar yazısından:
EZİLEREK DEĞİL, DİK DURMASINI BİLEREK HAK ARAMALIYIZ
AB Bakanı Egemen Bağış'ın aşağıdaki mektubunu okuduktan sonra bir kaç eleştiriyi yazma zorunluluğu ortaya çıktı. Bunlar:



(1) Mektubun tamamında AB'ye karşı bir eziklik duygusu hakim. Bu çok yanlış. Zira vize uygulaması Türkleri küçük düşüren değil, AB'nin çifte standardını gösteren bir uygulamadır.

(2) AB'ye karşı Türkiye'yi acındırıcı bir pozis...yona düşürmek doğru değil. Bu anlayış bizim bürokrasinin en temel eksikliği maalesef.

(3) Yanlış kıyaslamalar yapılmış, böylece haklı davanızı lüzumsuz yere sulandırılmıştır.

(4) "Vizesiz Avrupa" yolunu açan ABAD kararları ve üye ülkelerdeki mahkemelerin kararları tek cümle ile geçiştirilmiş olması işin esasının bilinmediğini bir kez daha ortaya koyuyor. Zira bu kararlardan bu haklar ortaya çıkmıştır. Ayrıntılı ve uzun uzun her seferinden bunlardan bahsedilmelidir. Bu karar metinleri, AB ve üye ülkelerle yapılan her toplantıda önlerine koymalıyız.

(5) Geri Kabul Anlaşması ile hukuksuz vize uygulamaları arasında bağlantı kurmamız çok yanlış. Bu AB'nin işine geliyor. Biri müzakere edilmesi gerekirken, ikincisi bir haktır.

(6) AB'ye şunu sormalıyız: Hukuk devleti ilkesi geçerli mi sizde? Evetse, bugünden itibaren vize uygulamasını kaldırmak zorundasınız.

(7) İnsan haklarına saygılı mısınız? Evetse, bugünden itibaren Türk vatandaşlarının seyahat etme özgürlüğünü sınırlandıran vizeyi kaldırınız.

(8) Ey AB ve üye ülkeler, ya vizeyi kaldırırsınız ve değerlerinizle uyumlu olursunuz; ya da her yerde ve ortamda çifte standardınızı suratına çarparız demek gerek.
İşte diklenmeden dik durmak ve hakkı aramanın yolu böyle olur. Ezikler, -eğer varsa- karşı tarafın merhameti kadar hak alır. Hukuksuz vize hâlâ uygulandığına göre AB'den merhamet beklemek nafiledir.






hamdipinar.blogspot.com'dan:

ABAD'dan Yeni Karar: Çift Vatandaşlık Sahiplerinin Aile Bireyleri ve Ortaklık Hukuku


29 Mart 2012 tarihli ABAD'ın Kahveci/Inan kararı ile çifte vatandaş olan (davada Hollanda ve Türk vatandaşlığı söz konusu) kişilerin eşleri veya diğer aile bireylerinin hakları gündeme geldiğinde çifte vatandaş olan kişilerin Türk vatandaşlığı da dikkate alınarak aile bireyleri açısından Türkiye-AB Ortaklık hukukundan kaynaklanan haklardan yararlanabilecekleri ortaya çıktı. Böylece çifte vatandaşlığa sahip ve AB üyesi ülkede yaşayan Türklerin Türk vatandaşı olan aile bireyleri açısından Ortaklık hukukundan kaynaklanan haklardan yararlanabilmeleri yolu açılmış oldu. Bu karar bu yönü ile ilk karar oluyor. Zira çifte vatandaşlıkta her devlet kendi vatandaşlığını esas alır. Yani Hollanda'da yaşayan biri çifte vatandaşsa, Hollanda açısından esas alınan vatandaşlığı Türk değil, Hollanda vatandaşlığıdır. Bu kararda ABAD isabetli bir şekilde Ortaklık hukuku bakış açısından değerlendirmiş ve çifte vatandaşlığa sahip olan kişilerin aile bireylerinin durumunu çok olumlu bir şekilde açıklığa kavuşturmuştur. 

Karar metni için tıklayın:















Küçük bir Not:
Programımızın içeriğinin, hem Türkiye'de hem de Avrupa başta olmak üzere Türkiye dışında Türkçe konuşanlar için, büyük ilgiyle izlenen Survivor yarışmasında hangi yarışmacının adayı terk edeceği, Mustafa Topaloğlu veya Merve Büyüksaraç'ın ne kadar SMS alacakları kadar önemli olduğunu düşünüyoruz. Sayfamızın ziyaretçilerinin her gün artan sayısı da bu düşüncemizde haklı olduğumuzu kanıtlıyor.


27.04.2012

Dünya Hali - 27 Nisan 2012 Cuma


Fransa'nın seçimi ve Fransa Türk Toplumu -  2



Mehmet Çetingüleç Takvim Gazetesi'ndeki yazısında Fransa'da Sarkozy'nin Türkiye karşıtı politikalarının Türklerin organize olmasını sağladığını yazdı.

Çetingüleç'e göre daha önce ülkede 130 bin seçmen varken, Sarkozy'ye duyulan tepki yüzünden 50 bin Türk'ün daha seçmen kütüklerine kayıt yaptırıp oy kullandığı bildiriliyor.

Bu sayı daha yukarı çıkabilir. Çünkü Fransa'da yaşayan Türk sayısı 400 binin üzerinde...  



Sarkozy'nin ilk turda 2. sıraya düştüğü seçimde Türkler kime oy verdi?
Çetingüleç'in konuştuğu Fransa'da yaşayan bir Türk işadamına göre Türkler Sarkozy'ye oy vermedi. Ama ilk turun galibi olan Francois Hollande'a oy verenler oldu.
Aslında Hollande da tıpkı Sarkozy gibi Ermenilere yakın davranıyor. Ama Sarkozy'nin inkar yasasını getirmesi Türkler arasında büyük tepki yaratmış. "O olmasın da kim olursa olsun" havası var... 

6 Mayıs'ta yapılacak ikinci turda ne olur?
Sol blokun lideri Melenchon ve yüzde 2 civarında oyu olan çevreci lider Eva Jolyy ikinci turda Hollande'ı destekleyeceklerini açıkladılar.
Francois Bayrou ise henüz kimi destekleyeceğini açıklamadı.
Yüzde 20 civarındaki oy ile seçimin en büyük sürprizini yapan aşırı sağcı Marine Le Pen ise Hükümete girmek için Sarkozy ile pazarlık yapacak. 

Önceki gün yapılan ilk tur seçimlerinde kamuoyu yoklamalarına yakın sonuçlar çıktı.
Yoklamalar 26-28 oy oranını gösteriyordu, gerçekleşme yüzde 28.8-26.1 oldu.
İkinci tur için yapılan yoklamalar Hollande'a yüzde 54, Sarkozy'ye yüzde 46 şans tanıyor.
Ancak, ikinci tur öncesinde iki lider televizyona çıkarak kozlarını paylaşacak. Geleneksel hale gelen televizyon düellosununoy tablosunu değiştirebileceğine dikkat çekiliyor.
Çünkü Sarkozy, geride olmasına karşın hitabette Hollande'dan daha güçlü görünüyor...
Yazının tamamını okumak için tıklayın: 

Fransa'da 50 bin Türk daha seçmen oldu



Fransa'nın nabzını tutan konuğumuz Dr. Demir Önger'e önce seçimlerle ilgili beklentilerini ardından da Fransa Türk toplumunun gelecekle ilgili düşüncelerini sorduk. 
Fransa Türk toplumu nasıl bir Fransa istiyor? 
Türk toplumu kendisini göçmen mi yoksa Fransız yurttaşı olarak mı değerlendiriyor?

Dr. Demir Önger
Paris Anadolu Kültür Merkezi Başkanı
Demir Önger


Yayından:
"Mühim olan iki aday arasındaki farkın %1.5'a inmesi, ikincisi ise aşırı sağ partinin %18 oy alması...
"İkinci turun neticeleri, gerek aşırı sağ gerekse merkez oylarının hangi adaya gideceğine bağlı.
"Aslında bir mühim nokta daha var,
bu çarşamba ikisi arasında bir söz düellosu olacak.
"Bundan sonra daha seçimini yapmamış seçmenler kararlarını değiştirebilir.
"Şu sırada Fransa kasalar tam takır... asıl sorun bu.
"Aralarında aslında program açısından fark yok gibi.
"Ekonomik kriz derinleştikçe aşırı sağ iktidarına doğru bir gidiş olabilir...
 "Ceza nedeniyle olsun olmasın Türk seçmenlerin sayısında bir artış oldu.
"Bizim 160 bin ile 180 bin arasında Türk kökenli seçmen var.
"Fransa'da bütün problem. toplumumuzun hem ekonomik hem sosyal olarak kalkınması lazım.
"Buradaki bulunduğumuz sektörlerin dışına çıkmamız, sektörlerde çeşitlilik yaratmamız lazım ki ağırlığımız olsun.
"Türk toplumu kalıcı bir toplum haline gelmiştir.
"Çifte uyruklu olma şansımız var. Tamamıyle buraya entegre olmalıyız ki belirli kilit noktalara gelebilelim.
"Örnek alacağımız toplum buradaki musevi toplumudur.
"Yavaş yavaş II., III. kuşak kendisini artık Fransız olarak hissediyor.
"Biliyorsunuz Hitler de iktidara ekonomik kriz ardından geldi. O da demokratik seçimle iktidara geldi. Ekonomik kriz derinleşirse ilerideki seçimlerde aşırı sağın performansı artabilir ve bu da buradaki göçmen toplum için hayırlı olmaz.
"Bizim bir araya gelme kültürümüz yok. Sivil toplum örgütleri yavaş yavaş gelişiyor.
Örgütlenmeye başlıyoruz."



Daha fazlasını dinle
Demir Önger



Yabancı karşıtlığının olumsuz etkilerinden korunmak 




Dr. A. Atilla DOĞAN
Anadolu Üniversitesi
Öğretim Üyesi
"Batı'nın yakın ve derin tarihine bakıldığında yaşanan savaşların ve katliamların temelinde ekonomik kriz dönemlerinin önemli etkisi olduğu görülmektedir. Bilinen tüm savaşlarda, Batı ülkelerinde yerleşik göçmenler ve farklı -öteki- gruplar büyük zarar görmekte ve acı yaşamaktadır. 
A. Atilla Doğan
"Türkiye'ye en yakın batı olarak tanımlayacağımız Avrupa kıtası ve kültürü, ekonomik refah dönemlerinde de kendine özgü, yabancı karşıtlığı yöntemleri geliştirmekte ve farklı grupların güven içinde yaşama talebini karşılamakta yetersiz kalmaktadır.
Sosyal ve ekonomik yönden kriz yaşayan günümüz Avrupasının, yabancı karşıtlığı sorunu ve olumsuz etkilerinden korunma yolları; göçmen olmayı öğrenmek kapsamında, Dünya Hali'nde ele alınıyor. 


Yayından:
"Türkler kendiliklerinden gitmediler Avrupa'ya.
"Oraya davet edildiler ve çalışkanlıklarıyla, başarılarıyla Avrupalı oldular.
"Avrupa II. Dünya Savaşı gibi çok açık bir örneğe rağmen
"Bu bir Fransa, Hollanda, Almanya meselesi değil bir Batı meselesi.
"Avrupa'nın yaklaşımını şöyle açıklamak lazım:
"Göçmen karşıtı siyasetin bir getirisi var.
Le Pen'in 6 milyon Fransızdan oy alması göçmen karşıtı politikasının sonucudur. Toplum kendi içinde göçmenleri yük olarak görüyor.
"Bazı mahallelere belli bir saatten sonra girilememesi tepkilere yol açıyor.
"Bir Japon veya İngilizin kendi kimliğiyle yaşama sorunu yok ama Türkler için var.
"Avrupa'daki "Ya Sev Ya Terk" söylemi yanlış. Asıl yaklaşım, "Ya köle ol, ya terk et " yaklaşımı daha doğru görünüyor.
Asıl bundan nasıl korunacağız. Bundan söz etmek gerek.
Eğitim ve öğretim sorununu aşmamız gerekir. Diploma şart ama eğitim de şart.
Medya ve siyasetin bizi göz ardı edemeyecği başarılar elde etmemiz lazım.
Önce her şeye rağmen barışçı olmalıyız. Göçmenlerin oturduğu mahalleler güven ve huzurun olduğu yerler olması gerek. Göçmen geçlerden görülen şiddet öyküleri olmamalı. Çocuklarımıza yumrukla değil konuşarak mücadele etme yollarını öğreteceğiz. Batıda söz en büyük araçtır.
"Dışlamaya karşı en önemli araç eğitimdir.
"Bu başarının karşısında sessiz kalacaklardır.
"İkincisi ekonomik olarak göçmen toplumunun iyi yatırım yapmalıdır.
"Doğru söz söyleyen ama yanlış siyasi zeminde olan insiyatifler var Avrupa'da. Burada göçmen karşıtlığının  tarifi imkansı bir getirisi olmaya başladı.
"Bazı olaylarda hep şöyle düşünürüz: İnşallah faili bir yabancı çıkmaz!
"Genelde fail aranırken çizilen robot resimler göçmen tipi çizer.
"Failin bir göçmen çıkmaması için dua ederiz. Ama böyle yaşanmaz. Suç bireyseldir. Bir kesimi içindeki bir bireyden dolayı tamamını mahkum edemezsiniz.
"Her toplumun yerleşik sosyal yapıda algılanması farklıdır.
"Batı her yabancıya, her göçmene karşı değil. Biz ve bizim gibiler artık ekonomik olarak yük olarak görülüyoruz.
"İkincisi dil ve din olarak sorun olarak görülüyoruz.
"Göçmenin gelmiş olduğu ülkeye ait değerler bir anda sıfırlanıyor ve bu hastalık yaratan bir unsur.
"Kendisini Fransız olarak hisseden III. kuşak Fransızlar tarafından Fransız olarak görülmezse ciddi bir sorun ortaya çıkacaktır."


Daha fazlasını dinle
Atilla Doğan



Küçük bir Not:
Programımızın içeriğinin, hem Türkiye'de hem de Avrupa başta olmak üzere Türkiye dışında Türkçe konuşanlar için, büyük ilgiyle izlenen Survivor yarışmasında hangi yarışmacının adayı terk edeceği, Luicris konserini kaç kişinin izlediği kadar önemli olduğunu düşünüyoruz. Sayfamızın ziyaretçilerinin her gün artan sayısı da bu düşüncemizde haklı olduğumuzu kanıtlıyor.

25.04.2012

Göç Öyküleri - 2



Çetin KÜÇÜK / Witten

Tercüman/Seyahat Acentesi sahibi 
"1962 yılında Almanya'ya geldim. O zamandan beride burada yaşıyorum. Meslek lisesinde çelik konstüriksiyon bölümü mezunuyum. Başta Almanya'ya tatil amaçlı geldim. Daha sonra 1965 yılında devlet demir yollarında tercüman olarak çalışmaya başladım."
 Çetin Küçük

İlhan TUNCA / Almanya

Emekli 
"35 yıldır Almanya'dayım. 1973 yılında Almanya'ya geldim. Almanya'ya iş için geldim. Edirne sanat enstitüsü mezunuyum. Matbaa makineleri üreten bir firmada kısa süreli çalıştım."
  İlhan Tunca

Perihan İNAL - Köln 
"1972'de Almanya'ya geldim. Almanya'daki bir okulda 23 sene çalıştım. Erken emekli oldum."    Perihan İnal

Yılmaz GÜNDÜZ Münih /Almanya 
"1962'de Almanya'ya geldim. Kadıköy'de mobilyacılık yapıyordum. Almanya'ya yerleşmek için gittim. "
  Yılmaz Gündüz

Ayşe KARAKURT – Cenevre/İsviçre

Emekli 
"1982'de İsviçre'ye geldim. İsviçre'de huzur evinde17 yıl çalıştım. Ve buradan emekli oldum."  Ayşe Karakurt

Necati SEZER - Bayern
"1971 yılında Almanya'ya geldim. 6-7 senedir inşaat alanında yapı işinde çalıştım. sonra montaj işinde çalıştım. 1989 senesinde devlet müessesine geçtim. 40 yıldır da çalışıyorum."
 Necati Sezer

Mustafa ÇALTILI- Witten / Almanya 
"1973 yılında Almanya'ya geldim."
 Mustafa Çaltılı

Tevfik ASLAN / Almanya
"1978'de Almanya'ya öğrenci olarak geldim. Endüstri mühendisliği okudum. 1986'da mezun oldum. Bir bilgisayar firmasında çalışmaya başladım daha sonra çalıştığım firmaya ortak oldum. Zaman içinde de otel işine girdim. Hala otel işini devam ettiriyorum."
 Tevfik Aslan

Hamdi YÜKSELER /Witten

"1965 yılında Almanya'ya geldim. Zincir fabrikasında kaynak işinde çalışmaya başladım ama kısa sürdü çalışmam."
 Hamdi Yükseler

Ali ÖZDEMİR / Düsseldorf 
1965 yılında Köln'e geldim."
 Ali Özdemir

İhsan SUNGUR / Münih
"Almanya'ya iş veren olarak geldik."
 İhsan Sungur

Safiye PEKTAŞ /Mainz
"1968 yılında Almanya'ya geldim. Türkiye'de devlet dairesinde 5 sene çalıştım ama Almanya'ya geleceğim için işimden istifa ettim. Almanya'ya gelir gelmez iş buldum."
Safiye Pektaş

Hulusi Pektaş /Mainz
"1965 yılında Hollanda'ya geldim. Ama Hollanda'dan ayrılıp okumak için Almanya'ya geldim. Almanya'da okuyamadım ve çalışmaya başladım."

 Hulusi Pektaş

Sevim Ercan

Berlin'de yerleşik gazeteci ve yayıncı 
"1980'li yıllarda Almanya'ya geldim. Türkiye siyasi bakımdan karışıktı. Can güvenliğimiz yoktu. Bu yüzden Türkiye'den ayrılıp Almanya'ya geldim."
 Sevim Ercan

Çetin KAYA /Bremen
Çetin Kaya

Günal GÜNAL / Aachen

Sosyolog
Yayınevi Sahibi
 Günal Günal

Mehmet ŞAŞMAZ /
Ehringshausen
Anadil öğretmeni 
 Mehmet Şaşmaz

Rüstem ÖZDEMİR - Almanya 
 Rüstem Özdemir

Mehmet GÜZEL – Münih
 Mehmet Güzel

Emine TEKÇE /Berlin

Emekli hemşire

Türkçe Kompozisyon Yarışması



Hamburg Türk Kadınları Kültür Derneği e.V.
Geleneksel Türkçe Kompozisyon Yarışması
 1. “Medeni cesaret” benim için ne ifade ediyor?
      
Katılım Koşulları

1.       Kompozisyonlar Türkçe yazılacaktır.
2.       Konu: ” Medeni cesaret” benim için ne ifade ediyor?
3.       Kompozisyonlar en az bir en fazla üç DIN A4 kâğıdına ve 12 punto
4.       “Times New Roman” yazı karakteri ile yazılacaktır.
5.       Yarışmaya 18 – 27 yaş aralığındaki herkes katılabilir.
6.       Özgeçmiş ve iletişim bilgileriyle yarışmaya son katılım tarihi 11 Mayıs 2012`dır.
7.       Yarışma sonuçları 10 Haziran 2012, Pazar günü saat 14:00`de açıklanacaktır.
8.       Törenin yapılacağı yer: Museum für Völkerkunde, Rothenbaumchausse 64, 20148 HH
               
Ödüller*
      1. Türkiye`de bir hafta tatil.
      2. Türkiye`ye bir uçak bileti.
      3. Fotoğraf makinesi.
      *Ödüller birinci dili Almanca olan katılımcılara verilecektir.
       
2. “Ninem bana bir masal anlattı”
Katılım Koşulları
1.  Kompozisyonlar Türkçe yazılacaktır.
2.  Konu: Büyüklerinizden dinlediğiniz bir masalı anlatınız!
3.  Kompozisyonlar en az bir en fazla üç DIN A4 kâğıdına ve 12 punto “Times New Roman” yazı karakteri ile yazılacaktır.
4.  Yarışmaya 5.6.7. ve 8.9.10. sınıfları katılabilir.
5.  Özgeçmiş ve iletişim bilgileriyle yarışmaya son katılım tarihi 11 Mayıs 2012`dir.
6.  Yarışma sonuçları 10 Haziran 2011, Pazar günü saat 14:00`de açıklanacaktır.
7.  Törenin yapılacağı yer: Museum für Völkerkunde, Rothenbaumchausse 64, 20148 Hamburg
               
Ödüller
    1. Mp3 çalar.
    2. Fotoğraf makinesi.
    3. Sesli kitap.

3."Kız anasından almayınca, öğüt almaz
Oğul sofra düzmeyince, ata öğülmez”
      (Issık gölünün çevresinde yaşayan bir Türk boyunun özdeyişi )
    
Katılım Koşulları
1.     Kompozisyonlar Türkçe yazılacaktır.
2.     Konu: Yukarıdaki deyişi kendinize göre irdeleyiniz!
3.     Kompozisyonlar en az bir en fazla üç DIN A4 kâğıdına ve 12 punto “Times New Roman” yazı karakteri ile yazılacaktır.
4.     Özgeçmiş ve iletişim bilgileriyle yarışmaya 27 yaş üzeri herkes katılabilir.
5.     Yarışmaya son katılım tarihi 11 Mayıs 2012`dir.
6.     Yarışma sonuçları 10 Haziran 2012, Pazar günü saat 14:00`de açıklanacaktır.
7.     Törenin yapılacağı yer: Museum für Völkerkunde, Rothenbaumchausse 64, 20148 HH 
Ödüller
    1. Türk Dil Kurumunun Türkçe Sözlüğü ve Hürriyet Gazetesi aboneliği (3 aylık).
    2. Kitap hediye çeki ve Hürriyet Gazetesi aboneliği (3 aylık).
    3. Sinema hediye çeki (iki kişilik).

Dünya Hali - 25 Nisan 2012 Çarşamba


Fransa Cumhurbaşkanlığı seçimleri
Fransa Türk toplumu
ve göçmenlikten yurttaşlığa giden yol

Fransa seçimlerden sonra nasıl bir ülke olacak?
Gelenekselleşen Türkiye karşıtı tutum konusunda bir değişim bekleniyor mu?
Seçim sonrasında nasıl bir görünüm Fransa'daki Türk toplumunu mutlu eder?
Fransa Türk toplumu kendisi için nasıl bir gelecek hedefliyor?


Veysel Filiz -  Strazburg/Fransa
Merkezi Strazburg'da bulunan Adalet, Eşitlik ve Barış Konseyi (COJEP International)
Başkan Yardımcısı
Veysel filiz

Yayından:


Cumhurbaşkanlığı seçimleri:
"Le pen bizim için sürpriz değil. Irkçılık artık bir gerçek. "Avrupa'nın ortasında tehdit altında bir toplum var. Türk seçmenler daha çok sol partilere oy veriyor. Bu oportünist bir yaklaşım. Ocak ayından bu yana 50 noktada tavır belirleme araştırması yaptık. 1 Mayısta sesini duyur çağrımız var.
"Toplum olarak çok parçalanmış, ideolojik olarak çok kamplaşmış bir yapımız var. Bu yüzden birlikte hareket edemiyoruz.



Fransa'daki Ermeniler
"Fransa Ermenilerle ne kadar oynayacak?
"Yıllardır oyalanan, alay edilen bir toplum var. İleriki dönemlerde biz bu sorunu çözeceğiz. "Aramızda engel olmadan doğrudan görüşmemizi engellemeye çalışıyorlar. Bir gün bunu aşacağız.
"Ermenilere de yazık, istismar ediliyorlar, ama kendilerinin farkına varması gerekir.
"Bizi en çok tedirgen eden Türkiye'ye karşı nefret söylemlerinin geliştirilmesi."

Fransa Türk toplumu
"Biz burada kalıcıyız. Türkiye ile bağlarımız olacak ama, Fransa'nın da bir parçasıyız.
"Fransa'da güçlü bir toplum haline gelmek için burada daha yüksek ses çıkarmalıyız.
"Örneğin Türk futbol takımı olmasının iyi olmayacağını düşünüyoruz.
"Banliyölerde kalmamalı, şehrin merkezinde de olmalıyız. Bizler merkeze yürümek zorundayız. Çok şeye katkı sağalayabileceğimize inanıyoruz. Ekonomik kriz dışında ciddi bir sosyal, kültürel kriz var.
"Yabancıların olmadığı yerlerde bile ırkçı parti oylarını yükseltiyor.
"Bireysel olarak okumuş insanlarımız çok ama geleneksel derneklerimizin yönetimini alamadılar. Bu yüzden derneklerimiz hala Fransızca sorunu yaşıyor.


%100 Fransalı 
"Bizim toplumumuz Fransalılık konusunda taviz vermemeli. Bu yüzden Türklüğümü "Fransızlara ispat etmek zorunda değilim.
"Biz bir şamar oğlanı değiliz, birşeyleri değiştirmeliyiz. %100 Fransızlar olarak Fransa'da etkin olarak çok daha başarılı oluruz.
Yurttaşlık Hareketi olarak gittiğimiz 50 şehirde bilinç oluşturmaya çalışıyoruz."

Can Ünver

Dr. Can Ünver
TÜRKSAM Göç Araştırmaları Enstitüsü Başkanı


Yayından:
"Fransa önemli bir memleket. Biz ırkçılık konusunda hep Almanya'ya bakıyoruz. Oysa Fransa'da daha ciddi gelişmeler var.
"Almanya'nın en radikal partisi en fazla %5 alabilmiş , oysa Le Pen % 18 almış.
"Almanya ile mukayese edilecek olursa Fransa'daki Türkler göze batmıyor.
"Sağ oylara oynamak, yabancıları istirmar etmek tehlikeli şeyler.
"Aşırı sağın yükselişi krize bağlanıyor. Aslında sorun düzenin bozukluğu.
"Bir yüzleşmeye ihtiyaç var. 

"Ayrı bir parti kurmak o kadar da yararlı olmayabilir.
"Yabancı toplumların Avrupa'daki varlıkları o ülkeleri demokratikleştirecektir. Mevcut partiler içerisinde sesini duyurmak, gündeme gelmek daha yararlı olabilir.
"Toplumun her kesiminde etkin olmak lazım. Ayrı ayrı örgütlenmek ötekileşmeyi pekiştirebilir.

"Her şeden önce içinde yaşanılan toplumun imkanlarından yararlanıp yetişen zıpkın gibi bir gençlik yetişmesi lazım. Öyle de oluyor. Yalnız bir sıkıntı var. Bu toplumlarda yabancı ve öteki algılaması sıkıntısı var. Ne yapılırsa yapılsın bu algıda değişiklik yapmak zor.
Fransa'nın bir Cumhuriyetçilik geleneği var. "

Daha fazlasını dinleyin:

Veysel Filiz_Can Ünver      1. Bölüm 

Veysel Filiz_Can Ünver      2. Bölüm 


Yayın sırasında gelen tepkilerden:

Yılmaz Gündüz/Almanya:
"Oylarımız parça parça hiçbir işe yaramıyor. Türkler ne zaman bir parti kuracak?"

Feridun Akalın/Almanya:
"Bir İslam karşıtlığı var. Sonunda III. Dünya Savaşı seviyesinde İslama karşı bir savaş çıkacak. Sorun budur."


Daha fazlası:


COJEP seçimlere doğru tavır belirleme buluşmaları




Bülent Arınç ve Veysel Filiz'den Ermeni Soykırım inkar yasasıyla ilgili Fransız basınına açıklama




Not:
İddia ediyoruz, programımızın içeriği, Türkçe konuşan dünya için en az Ludicris konseri veya Lionel Messi'nin golleri  kadar önemlidir.