19.04.2012

Dünya Hali 20 Nisan 2012 Cuma

Almanya'da Hauptschule Sorunu


OECD ve benzer araştırmalarda Almanya'nın eğitim başarı sıralamasında  arka sıralara düşmesinin suçu kimin?
Göçmen ailelerin çocukları Almanların başarılarına engel mi oluyor?
Eğer sorunsa bu sorunun nedenleri nedir?
Bu sorunun giderilmesi için ne gibi girişimler bulunmaktadır.
PISA araştırmaları sonucundaki olumsuz tablo nereden kaynaklanıyor?
Alman eğitim sistemi uyum konusunda destekleyici mi, neler yapılmalı?

Metin Özısınmaz
Öğretmen
Metin Özısınmaz
Hauptschule sorun mu?
Eğer sorunsa bu sorunun nedenleri nedir?
Bu sorunun giderilmesi için ne gibi girişimler bulunmaktadır.
Pisa araştırmaları sonucundaki olumsuz tablo nereden kaynaklanıyor?

Alman eğitim sistemi uyum konusunda destekleyici mi, neler yapılmalı?


Yayından:
"Birtakım önlemler alındı ve hauptschuleyi çekici hale getirmeye çalıştılar ama bu sorunu çözmedi.
"En güzeli bileşik okullar.
"Eyalet sistemi olan Almanya'da Hauptschule düzenleri de farklılık olabiliyor.
"Bu Federal Eğitim bakanlığının çözüm bulması gereken bir durum.

"PISA araştırma sonuçları da Hauptschule öğrencilerinin düzeyinin çok aşağılarda olduğunu gösterdi. Eğitim bilimciler o zaman harekete geçtiler.
"Bu okula giden çocukların aileleri sosyal statüleri düşük ailelere. Çocuklara yeterli desteği aileler veremiyorsa bu desteğin okullarda verilmesi gerekiyor.
"Aslında aileler çocuklarının kendilerinden çok daha iyi yerlere gelmesini istiyorlar ama yeterli olamıyorlar.

"Göçmen çocukların oranı %33 oysa Gymnasiumdaki göçmen çocukların oranı %1,8 civarında.
"Burada bir yığılma var ve diğer tarafta eleme sonucu çok düşük düzeyde göçmen çocuk var. Bu durumda eşitlikçi bir eğitimden söz etmek mümkün değil."



Daha fazlası için
Metin Özısınmaz'ı DİNLE

OECD araştırmalarıyla eleştirilen, seçici, eleyici ve fırsat eşitliğinden uzak Almanya Eğitim Sistemi uyum sorunu mu yaratıyor?

Dr. Atilla Doğan, sosyal ve ekonomik yönden en altta olan göçmen çocuklarının bir araya toplandığı Hauptschule'ler ve Uyum Sorununu göçmen olmayı öğrenmek kapsamında, Dünya Hali'nde ele alıyor.
Dr. A. Atilla DOĞAN
Anadolu Üniversitesi Öğretim Üyesi
A. Atilla Doğan


Yayından:


"Bu konuyu özellikle göçmen olmayı öğrenmek kapsamında değerlendirmek istiyorum. PISA vi diğer araştırmaların ortaya koyduğu sonuçlar Almanya'da eğitim başarısının istenilen düzeyde olmadığını ortaya koydu.
Almanya 22. sıradan sonralarda yer alıyor. Siyasetçilerin de tepkisi şöyle oldu. Bir yansıtma yaptılar, meselenin Türk öğrencilerden kaynaklandığını söylediler.
Ne olacak bu göçmen kökenli çocuklar sorunu şeklinde değerlendirirsek sorunu çözemeyiz. Bunları başarısız yapan sorunları alt alta koymamız gerek.
Bütün bu sörunları çözsek de sorun çözülecek mi.
Bazı uzmanlar hayır duyor.
OECD'ye göre Alman eğitim sistemi seçici, eleyici bir sistem.
Ekonomik olarak güçlü olmayan bir kesimin Almanya'nın ekonomik olarak güçlü bir kesimini oluşturması mümkün değil.
Türkler kendi sınıfı içinde diğer göçmen gruplara göre daha başarılılar.
Kız çocukları da erkek çocuklara göre daha başarılı.
Almanya'da eğitim sitemi kötü giderken göçmen kesimin eğitiminin iyi gitmesi beklenmez.
Sistemin daha başarılı hale gelmesi için genel anlamda ayrım gözetmeksizin bir değişiklik gerekiyor.
Almanya bbizim vatanımız. Artık ayrımcılık yapmadan, neden Almanya 25. oluyor. Bu sorunu gidermek istiyorsanız bizim de katkısı olması lazım. Toplumun bir kesimini ayrıştırırsanız toplumda ayrım yaparsınız.
Gymnasium öğrencileri ve Huptschule öğrencileri ayrı salonlarda spor yapıyorlar.
Fınsat eşitliği sağlayack yeni bir eğitim modelini almanya'nın da araması ve bulması lazım?"


Daha fazlası için:
Atilla Doğan'ı DİNLE
Takıntılı mısınız?
Obsesif kompulsif bozukluk 
Takıntılarınızı ve takıntısı olanları anlamak için mutlaka dinleyin!


Seda Didem ERKEN
Psikolog
Yankı Psikolojik Danışmanlık Merkezi


Yayından:
Seda Didem Erken
"Kısaca takıntı hastalığı olan kişilerden bahsediyoruz.
"Bir rüşünsel ve imej olarak, ve bir de davranış olarak takıntılardan söz ediyoruz.
"Obsesyon, kimi zaman istenmeden gelen, belirgin kaygı ve sıkıntıya sebep olan bir rahatsızlık.
"Düşüncelere ve yinelen düşler, dürtüler illa ki gerçek yaşamla bağlantılı olmak zorunda değildir.
"Alakasız bir şeyi de düşünebilir. Bu "düşüncenin patinaj yapmasına" benzetilebilir. Bu yüzden düşünsel, düşlerle ilgili takıntılar diyebiliriz.
"Kişi bu takıntıyı bastırmak için başka şeyler çarıştırmaya veya onu düşünmemeye çalışır. Ama bu çözüm olmaz. Çünkü bunu yaparken zaten onu düşünmüş olur.
"Bu durum olduğundan daha da yoğunlaşmasına neden olabilir.
"Baskılamamak gerek. Bizi korkutan, kaygı yaratan durumlardan kaçınmamak, baskılamamak gerek.
"Baskılamayacağız, uygun bir yöntem değil.
Kişi aslında bunları bu kadar düşünmemesi gerektiğini bilir ama elinde olmadan, dürtüsel olarak düşünür.
Kompülsiyonlar
"Düşünce çok dayanılmaz olduğunda, onun doğrultusunda kişiyi bir eyleme yöneltebilir. Defalarca el yıkamak, bir şeyleri düzenlemek... kapı kilidini kontrol etmek ve bunu defalarca yapmak.
"Simetri isteği vardır, eğri duran şeylere tahammül edemezler. Yamuk duran bir şey varken restoranda yemek yiyemez. Çizgilere basarak veya basmayarak yürümek.
"Bunu bütün gün yaşayan kişi, bunun saçma olduğunu bilir ama yapmadan edemez.
"Titizlik ve takıntı hastalığı arasında çok az bir ayrım vardır.
Bazı hastalarda eller temizlenmekten parçalanır, o kadar yoğundur."


Daha fazlası için:
Seda Didem Erken'i DİNLE

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder