4.02.2013

Dünya Hali - 06 Şubat 2013


Farklı kuşak göçmenler ve sorunları
Farklı kuşaklar ve yaşadıkları toplumla ilişkileri
Göçmenlerde kuşaklar arası çatışma
Karma evlilikler ve aile yapısında değişimler
Sosyal, kültürel farklılıkların değişimdeki etkileri


Birsen Taşpınar
Psikolog

Sümeyye AKSEL
Sosyolog

Doç. Dr. Murat Erdoğan
Hacettepe Üniversitesi
Göç ve Siyaset Araştırmaları Merkezi Müdürü

Dr. Can Ünver
Türksam Göç Araştırmaları Enstitüsü Başkanı


Birsen Taşpınar

Yayından:

"60l'ı yıllar döneminde gerçekleşen iş göçü daha sonra aile birleşimi ile devam etti.
Daha sonra yıllarca anne ve babalar tek başına bir mücadele verdiler.
Genelde toplumda çok fazla yardım almadan aile kurumlarıyla baş başa kaldıklarını fark ettik.
Kırsal kesimden gelen anne babalar bireysel bir topluma gelince bocalama yaşadılar.
Çocuk eğitimini gerçekleştirmeye çalışırken nasıl bir çocuk eğitimi gerçekleştireceği konusu hakkında belirsizliklerle karşı karşıya kaldılar.
Şimdiye bakarsak gençler hala yabancı olarak nitelendirilmesinden rahatsız oluyorlar.
Son yapılan bir araştırmada, konut arayışında eğer bir randevu talep ediyorsanız ve Türk'seniz %30 imkanınız oluyor randevu talep etmekte.
Ancak Alman vatandaşıysanız %70 şansınız oluyor randevu talep etmek için.
Bunlar çok çarpıcı istatistikler."


Sümeyye AKSEL


Yayından
"Vatandaşlarımızın kendi kendilerini göçmen olarak tanımlıyorlar.
Ancak bu göçmen kavramı göç süresini kapsıyor. Göç ilk nesli kapsayan bir kavram.
Burada doğan çocuklara göçmen kökenli deniliyor. Buda kavramsal karmaşıklığı beraberinde getiriyor."


Dr. Can Ünver


Yayından
"Göçmen olarak bir toplumda yaşayan insanın dış çevreden etkilenmemesi mümkün değil.
Her toplumda herkes dış çevreden etkilenir ancak burada biraz daha şiddetli. Çünkü bir dışlama söz konusu.
Dışlamanın olduğu bir yerde, kabul kültürünün olmaması, vatandaşlarımızın sürekli göçmen olarak nitelendirilmesi, çatışma dediğimiz olguyu belirgin hale getiriyor.
Böyle olunca insan kendi konumunu sorguamaya başlıyor.
Göçmen ya da göçmen kökenli olarak adlandırılan insanın çevresiyle barışık, ama öncelikle kedisiyle barışık yaşaması zor.
Çünkü sürekli yüzlerine vuruluyor. Siz farklısınız, yabancısınız, değişiksiniz, ötekisiniz deniliyor.
Bu yapıldıkça da insanın barışıklık içinde, huzur içinde, mutluluk içinde yaşaması güçleşiyor."


Doç. Dr. Murat Erdoğan


Yayından:

"Ötekileştirme bir yandan da iyi bir şeydir.
Neyi ötekileştirdiğinize ve nasıl ötekileştirdiğinize bağlıdır.
Mesala biz Avrupa'da Türk toplumunun bazı olumlu özelliklerini bir araya getiriyoruz işte size Türk toplumu diyoruz.
Kendi kendimizi ötekileştiriyoruz ve bununla gurur duyuyoruz.
Hatta buradan hareketle de o kültür gurubunun kendi içerisinde yenilenmesine ve korunmasına alan açmış oluyoruz.
Yani savunma halinde ötekileştirme farklı bir şey kendini gerçekten bir yere koymak başka bir şey oluyor.
Devlet politikası olarak sizi ötekileştirme üzerinden ayrımcılığa tabi tutuyorlarsa orada isyan etmek lazım, orada dur demek lazım.
Onun dışında kültürel bir ötekileşme zaten aidiyetlerin ayrılmaz bir parçası."

DİNLE: 1. Bölüm 30'
DİNLE: 2. Bölüm

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder